23 Şubat 2009 Pazartesi

... 2

Hepinize,yorum bırakıp beni hafifletmek isteyen herkese çok teşekkür ederim.Hafta sonumu ailemin yanında geçirdim.Oldukça iyiler...Kardeşim ateşinin çok yükselmesi ve gribinin hafiflememesi sebebiyle tetkik randevusunu kaçırdı.Yenilemesi için biraz daha toparlanmaya ihtiyacı var..Ama grip sebebiyle burnundaki çatlak ona rahat vermedi.Şimdi önemli olan o.Önce burnundakini halledip sonra tahlil yaptıracak.Ama en azından evde durum sakin.En azından yatmıyorlar.Onlara iki günlük hemşirelik,gündelikçilik ve ahçılık görevimi tamamlayıp geldim.Ama hala aklım onlarda...Allah bir daha yatırmasın inşallah...Bende durum daha iyi.Grilik dağılmaya başladı..Silkinip toparlanmadan olmayacağnı anladım...Ne demek gri dimi yaa...Camı açtım derin bir nefes aldım...beynimi oksijenle doldurdum artık daha sağlıklı düşünebiliyorum...
HEPİNİZE GÖNÜLDEN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM....
MOONISHcim;
Durum aynen yukarıda anlattığım gibi...İlgine ayrıca teşekkür ederim:)

18 Şubat 2009 Çarşamba

...

Çok garip bir hava var evimizin içinde.Sıkıntılı,kasvetli...Kendimi hasta hissediyorum ama hasta değilim.Dün gece garip rüyalar gördüm.Şahıs tutmadı ama olay tuttu.Rüya görmekten korkuyorum şimdi.Ailemin ziyaretinin bitmesi aslında en çok sıkıntıyı yaratan.Bir de kardeşimin hasta olması....Kıyamıyorum ona.Uzak olunca da canım daha da çok sıkılıyor.Basit bir grip aslında ama çabuk kilo alması,mide yanmaları ve ağzına acı su gelmesi semptomları olunca doktorunun guatrdan şüphelenmesi canımı sıktı.Bizde aile öyküsü olan bir rahatsızlıktı.Babam uzun zaman önce bu sebepten bir operasyon geçirmişti,annemin de hareketsiz bir nodülü vardı.Ama ben kendimde olmasını bekleyip sık sık tetkik yaptırıyordum.Şimdi kardeşimde olması canımı daha çok sıktı.Sanırım ruhsal sıkıntılarım nedeniyle tedavisi olan bir hastalık bile gözümde büyüyor.Kusura bakmayın ama bu aralar koyu gri ruhuma sahip çıkamıyorum.Hayattan umut kesmesemde griyim işte.Gerçi karamsar biriyimdir ama bu aralar biraz daha koyu karamsarlığım....
Dinlediğiniz için teşekkür ederim...Başınızı şişirdiysem hakınızı helal edin....

10 Şubat 2009 Salı

kayıp....

Bazı hekimler vardır ki kullandıkları bir kelimeyle hastasını öylesine rahatlatan...Dert edindiklerimizin aslında dert olmadığına ikna eder.Gerçek bir operatör olduğuna iyi bir hekim olduğuna ikna olursun.Hasta psikolojisi bilir.En mantıklı en masrafsız en ideal çözümü önerir.
Öyle bir hekimimiz vardı hayatımızda.İkna eden rahatlatan...Eşimin operasyonunu üstlenmiş oldukça da başarılı bir operasyon geçirmişti.Telefonda sorularımızla deli etmemize rağmen evhamımızı oldukça olgunlukla karşılamış hep sevimli cevaplandırmıştı sorularımızı.Tatil günlerinde bile...Kontrol zamanımız çatınca her zamanki gibi arayıp detay verdik,detay aldık...Ama kocaman bir farkla...Sararmış bir yüz,kemoterapi nedeniyle dökülüp tekrar çıkmaya çalışan saçlar,naif bir beden...Evet ne yazıkki doktorumuz mide kanseriydi.İşe başladığı ilk gün tesadüf eseri ilk hastası bizdik.Geçenlerde sağlığını sormak için cep telefonunu aradım.Kapalıydı.Sonra muayenehanesini(çünkü sekreteri muayene telefonlarını ev telefonuna yönlendirdiklerini söylemişti) en son da çalıştığı özel hastaneyi...Keşke aramasaydım...Bu dünya ona dar gelmişti.Sonsuzluktaydı artık.Bu yazı da benim ona bir vefa borcumdur...
"Hamdullah Hocam ruhun nur dolsun....Sana huzur borçluyuz...Hakkını helal etmişsindir umarım...

7 Şubat 2009 Cumartesi

eskimiş bir blue jean iken....


Yine İstanbul gezisi...Yine kardeşimin cin fikirlerinden biri.

Elindeki bozuk para cüzdanı artık kullanılmaz hale gelip hurdaya çıkınca benden yenisini yapmak için destek istedi.İşe koyulduk.Beraber desen beğendik.Boncuk seçtik.Geriye kalan benim elimden çıktı.Yine el emeğiyle.En yakın zamanda paraya kıyıp bir dikiş makinası almak lazım.Olmuyor böyle parmaklarım deliniyor.Ama yine değdi onca emeğe...Kardeşim en eski blue jeanlerinden birinin paçası işe yaradı.Atmamanın faydalarını da öğrendik beraberce.Beğenilerinize sunulan bir yapıt daha....

3 Şubat 2009 Salı

Cafe Sığınak...



Caferağa mah. Muvakkithane cad. No:30 K:4 Kadıköy/İstanbul


Yukarıdaki adres dersane yıllarımın en değerli mekanlarındandır.Geçen yaz gidebilmiştik eşimle en son.Hani daraldığınızda nefes almak,bir bardak sıcak birşeyler içmek için kaçacak bir yer ararsınız ya "Sığınak" benim için öylesi bir yerdi.Kimseye adresini vermezdim.Kapalı kalsın diye.Kıskanırdım ben olmadan oraya giden tanıdıklarımı o yüzden pek anlatmazdım.Önceleri o büyük mekana beraber gittiğimiz daha doğru tabiriyle elinden tutup götürdüğüm insanlar kendini benim gözümde değerli olduğunu bilirdi.Çünkü çok değer vermediğim insanları götürmezdim.Sadede geliyim:Pazar günü oaradaydık kardeşimle.Mis kokan filtre kahve,aromalı sıcak çikolata ve çay finaliyle...Oldukça da makul fiyatlı mönüsü var..Bir de faldan hoşlananlar için kahve falı hediyesi var...Paylaşmak istedim.Galiba artık eskisi kadar kıskanmıyorum "Sığınak"ı...Ama hala çok seviyorum...Hala huzur veriyor....

Etiketler

İzleyiciler