30 Ocak 2009 Cuma

bir uydurmasyon daha...


Bir ahbabımızın önerisiyle bayatlamış bazlamalarımı değerlendirdim.Bazlamalar çoğu markette (mesela Mopaş'ta) ikili paket halinde satılıyor.Tepsisini yağlamaya gerek olmadan bazlamaları yerleştirdim.Üstüne ketçap sürdüm.Salam,yeşil zeytin,doğramnış kırmızı biber ve rende kaşar ekledim.En son kekik serptim.Ortaya resimdeki çıktı.Şiddetle tavsiye ederim...

28 Ocak 2009 Çarşamba

Teşekkürler...

Blog yazmaya başladığım zaman endişeliydim.Hatta ilk yorumumu Şekerpasta'dan alınca sevinçten çılgına dönmüştüm.Sevincimden kaybolan en ufak bir parça yok.Hala heyecanlanıyorum ama değişen tek şey var:artık başka bloggerlarla da yazışıyor olabilmem.
Bu yüzden hepinize çoooookkkk teşekkür ederim.Beni aranıza kabul ettiğiniz için,dikkate alıp okuyup yorumladığınız için...
Annem kızardı ufacık yerde kendine bir arkadaş bulamadın diye.Artık her yerden arkadaşım var.Hatta yurt dışından bile.Sanal da olsa,göz temasıyla konuşamasam bile bir sürü arkadaşım var...Kim bilir belki birgün reelde de görüşürüz...Ama inanın o gün benim için çok özel olur...

27 Ocak 2009 Salı

mim...

Pillicadı'ya beni mimlediği için teşekkür ederim...Mim konusu "keşfettiklerimiz"...
İşte keşiflerim...
#Yaşadığım yerin eskiden yaşadığım yere uzak olmadığını,
#Canım Ailem dizisini,
#Yarım kalan işlerimin çok olduğunu,
#Diş hekimi koltuğundan aslında çok korktuğumu ama iyileşmeye başladıkça rahatladığımı,
#Sebzelerin beşamel sosla daha bir yenilebilir olduğunu,
#Saçlarımla başa çıkabildiğimi,
#Evde giymeyi unuttuğum kıyafetlerimin olduğunu,
#Sevmediklerimin sevdilerimden çok olduğunu,
#Çok istememe rağmen anne olmaktan korktuğumu,
#Pasta yapmaktan hoşlanmadığımı,
#Sağlığıma yeterli özeni göstermediğimi,
#Dostumu arkadaşımı düşmanımı bilmediğimi,
#Blog yazmanın keyfini
keşfettim....
Tuğba'nın Dünyası keşiflerini paylaşmadıysa beklerim....

İşte bu da hediye niyetine (her ne kadar malzemesini kardeşim alsa da:))yaptığım bilekliğin kutusu:) Boyner'e de teşekkür ederim mandalı için:)

kardeşceyizime:)


KARDEŞİMMM...Sonunda bitti ama biraz yordu.Papağanını takmak için bayağı uğraştım.Ama değdi.Güzel oldu.Bu arada Ayçacım ben bu fotoğraf işini tripod alana kadar erteledim.Flu çıkıyor elde olunca:)

26 Ocak 2009 Pazartesi

Ordan burdan serisine yeni bir yazı...

Ortalık nedense biraz karışık.Artık tüm toplu taşıma araçlarında her an bir uygulamayla karşılaşabiliyorsunuz.Pat diye bir iki polis araca binip kimlik kontrolü yapabiliyor.Temiz onayını alan yolcu da rahatlıyor.Bu arama tarama ne zaman bitecek.Neler oluyor neler bitiyor bir anlasak...
Yaşadığım yerin merkezinde Gazze'ye yardım çadırı açıldı.Herkes birşeyler yapmaya çalışıyor ancak ben bu konunun oldukça kullanıldığını düşünüyorum.Herkes bu işin üzerinden rant sağlamaya çalışıyor.Zamanında adı gerekmeyen bir grubun yardım amaçlı ceplerinde indirdikleri göz önünde durursa insan yardım etmeye bile çekiniyor.Ben bu konuda biraz gaddarım.Tamam kabul bebeklerin ölümleri oldukça sıkıcı bir durum.Ancak "Hamas" bir terör örgütü.Filistin'de sözü geçen bir grup.Biz Filistin'e destek vererek acaba terör örgütünü mü destekliyoruz.İsrail'i protesto için seçtiğimiz metot da çok ters.Markalar protesto ediliyor.Yahudi markaları diye afiş afiş bağırdığımız markaların fabrikalarında binlerce Türk çalışıp onlardan para kazanıyorlar.Aslında biz kendi vatandaşımızın maaşını protesto etmiyor muyuz?Eğer birşeylere karşı duracaksak bu vatandaşımızın maaşları olmasın.
Issız Adam..Sonunda izleyebildim.Çağan Irmak yine yeteneğini konuşturmuş.En güzel yorum susmak ve hüngür fişek ağlamak olur bu film için.
Örgü parçalı battaniyemin henüz çok başındayım.81 parçanın daha 12 parçası bitti.Sabır artık. :)
Kitap okuyamamanın eziyeti var üzerimde.Kızıla Boyalı Saçlar bitmedi.Bitmiyor.Böyle giderse de bitmeyecek.
Çarşamba yine İstanbul yolum var.Ama bu kez günübirlik.Bu bile yeter :)

İstanbul dönüşü...


Bir kaç gündür İstanbul'daydım.Tüm çağrılarıma annemin ses verememesi nedeniyle ufak bir sırt çantasına birkaç eşyamı alıp İstanbul'a gittim.Bu arada yanlış anlaşılmasın annemin elinde olmayan nedenlerle kızının çağrısına kulak veremedi.(Annemi haksızlığa uğratmayayım diye açıklama ihtiyacı hissettim.)

Kardeşimle gezilerimizden pembe kendinden yapışkanlı kağıt aldık.Evdeki ayakabı kutularını kaplama modasına yeni bir örnek yaratalım dedik.Biraz inatçı bir yapışkanı olmasına rağmen alnımızın akıyla çıktık.

Aslında asıl işi üzerindeki süsleri tasarlayarak kardeşim yaptı.Kutulardan biri tokalarını koyduğu kutuydu.Ben kutuyu kaplarken o da içini düzenledi.Atılacak kıvama gelmiş tokaların işe yarar kısımlarını da kutuların üzerlerinde değerlendirdi.

Beğenilerinize sunulur....

20 Ocak 2009 Salı

kime niyet kime kısmet...


Eşime montlarıyla uyumlu bereler örmüştüm.Sıra bendeydi.Altından kalkamayacağımı düşünüp vazgeçmek üzereyken hırs yapıp bitirdim.Kar deseni yerleştirmek istiyordum çünkü.Bu işi yani örnekli örgü işini en iyi annem becerir.Ama bu kez bende denedim.Sonuç mu?Tam bir fiyasko.Çünkü kendime diye ördüğüm bere ölçüp biçmeme rağmen küçük geldi:( sanırım eşimin yiğenine hediye gidecek.Dedim ya kime niyet kime kısmet...
Resimdeki bere benimDİ.... :(
Gerçi sevindireceğim bir yere gidecek ama...

19 Ocak 2009 Pazartesi

Vişneli Cheesecake


İlk kez denedim ama sonuç kötü olmadı.Bitti en azından..:)

Altına 2 paket un haline getirilmiş burçak bisküviyi 150 gr yumuşak margarinle yoğurdum.Kasnaklı kalıbın içine yerleştirdim.Sonra üstüne 3 yumurta,1 su bardağı toz şeker,1 paket vanilya,1 su bardağı yogut ve 1 paket labneyle hazırladığım harcı döktüm.30-35 dakika pişirdim.Ilındıktan sonra kalıptan çıkarmadan dolaba koydum.Üstüne 1,5 kase dondurulmuş vişneye yarım su bardağı şeker ilave edip pişirdiğim sosu soğutup rondodan geçirip döktüm.Eksikleri vardı.Yenilenmiş hallerini de deneyeceğim...


Ayçacım resim olmuş mu?Ne yalan söyliyim benim çok içime sindi.En azından önerilerin sayesinde çok uğraşmadım.Tekrar teşekkür ederim....

canım kardeşlerimle haftasonu...



Kardeşim ve arkadaşı cumartesi konuklarımdı.Kuzenimi ve kuzenimin arkadaşını da davet etmemle şenlendi masamız.Ardından diğer kuzenlerim ve teyzem geldi.Yine annem yoktu birtek:( Anneeee bu aralar beni ihmal ediyorsun sen galiba...Telefondaki ısrarlarıla kalmayıp buralardan da yakarıyorum sana.SENİ ÇOOOOK ÖZLEDİM BEN...Sabaha kadar süren sohbetin ardından manevi kardeşimin (ki kendisi kardeşim yegane arkadaşıdır:)) eşi pazar sabahı kahvaltısına geldi.Aslında bizimki kahvaltıdan çok brunch oldu.Ama çok keyifli bir haftasonuydu.Hepsine sonsuz teşekkürler...

Pazar soframız..

13 Ocak 2009 Salı

....

Tanrısal bir gizem,umulmadık bir afet yada aniden kulağa çarpan zamansız bir melodi...Ne koyarsan koy adını yine sana çıkar hissettiklerim,yine sana çıkar sevdam...Gem vuramayacağım kadar hırçın,bir kedi kadar uysal,Everest kadar yüksek ve bir o kadar derin.Yağan yağmur yüreğimin en derinine düşüyor.Sonra yüreğim üşüyor.Sonra sen geliyorsun karanlığın en koyusundan.Sımsıkı sarmalayınca beni ne üşüme kalıyor yüreğimde ne hıçkırıklarım.Sıyrılıp gidiyor tüm kötülükler ruhumdan birer birer.Amaçsızca çırpınan martım umuda yolalmaya başlıyor...
İyi ki varsın koca yürekli sevdam...İyi ki hep yanımdasın aydınlığım...

9 Ocak 2009 Cuma

120...


Film sezonunu kesin olarak açtık.Teyzem ve kuzenlerimle sıcak çay,cips ve tatlı eşliğinde...Öneriyle alınan filmden arta kalan gözyaşından başka birşey olmadı.Bu ne yaaa....Ermeni soykırımını destekleyenler bence bu filmi izlemeden kesin karar vermesinler.Ölümse eğer dertleri,kan davasına çevirmekse dertleri bizim yerde kalmış nice kanlarımız var.Kayıpsa savaşta normal olan aslında.Ortada savaş varsa her ne kadar istemsekde kayıp olabilir.Yahudiler şimdi Filistini kırarken,bu keşmeşin içine Lübnan da karışırken,Ortadoğu kan gölüne dönerken,Ermeniler soykırımla oturup kalkarken istemiyorum ben AB'yi de modernizmi de avrupailiği de...Bu konuya doğru salan bu filmi izlemediyseni izleyin.Şimdi onlar kadar cesaretli mi çocuklarımız?Ya da doğru olan onların cesareti mi?

Hiçbir zaman milliyetçi olmadım.Hiç Türk olmadım.Hep Türkiyeli'ydim ben.Hala da öyleyim.Osmanlı'yı da kendime ait görmüyorum.Ben cumhuriyet genciyim.Atatürkçüyüm...(Syasi propaganda olarak algılanmasın nolur)

Bu film bir kez daha hatırlattı Cumhuriyet uğruna dökülen kanları....

Violet'e geç kalmış ziyaret...



Geçenlerde geç kalmış bir ziyareti gerçekleştirebildim.Kardeşimle beraber gittik.Ama yanlış durakta indiğimiz için arkadaşının eşi bizi kaldığımız yerden aldı.Çok sıcak bir dükkan olmuş.Kahvaltımızı ettik.En çok resimdeki(altta) hırka ve organik çıtçıtlı bodyler dikkatimi çekti.Kazancınız bol olsun canım kardeşim ve sevgili eşi...
NOT:resimler KARDEŞİM'e aittir:)

7 Ocak 2009 Çarşamba

bir an önce bitmesi dileğiyle...

Eşimin diş tedavisi bitince sıra bana geldi.Keşke gelmeseydi.İşe çekimle başladı hekimim.Oldukça profesyonel bir hekimim var ama buna rağmen 2 gündür canıma okuyan ağrım var.2-3 aylık sürecin en başında olmamıza rağmen şimdiden bezdim.Yarın bir randevum daha var.Haftaya da 3gün poliklinikte geçecek.Ayyy ben galiba ilk kez diş hekimi koltuğundan korkuyorum..Çünkü dün canım çok yandı hala da yanmakta.
Hekimimin gereksiz gördüğü,karşılığı olmayan yani işe yaramayan bir dişimin iptaline karar vermesi üzerine yaşanan bu acı umarım çabuk diner.Yarın bir an önce bitmeli.En azından ben bitmeden...Bana şans dileyin LÜTFEN...

6 Ocak 2009 Salı

katılmamak elde mi?

Yılbaşında ölen 7 çocuk üzerinden yaptığınız haberleri kınıyoruz. Yaşları 19 ile 23 arasında değişen, hayatlarının baharında 7 çocuğun doğal gazdan zehirlenerek ölmelerini, alkole, uyuşturucuya, ahlaksızlığa, Filistin’e bağlamanız akıl alır bir şey değil ve hiçbir şekilde dine ya da insanlığa sığmıyor. Kimse Filistin’de çocuklar ölüyor diye sevinmiyor. Hiç kimse Kuran kursu yıkılıp da altında can veren çocuklara sevinmiyor. Kimse depremde ölen binlerce cana sevinmiyor. Ama siz, resmen “ölümü hak ettiler, kendi suçları” demeye getiriyorsunuz ve işin esas sorumlularının aranmasına engel oluyor, olaydaki ihmalin göz ardı edilmesine sebep oluyorsunuz. Yılbaşı kutlaması ya da değil, alkollü ya da değil, hatta inançsız ya da değil, hiç kimse böyle bir ölümü hak etmez.Siz kan üzerinden propaganda yapıyorsunuz, sizler resmen ölümü, tecavüzü meşru kılma çabası içerisinde suça davetiye çıkarıyorsunuz. Cahil, saf insanlara “birisi alkol alıyorsa, ölebilir” mesajı veriyorsunuz. Ne yaptığınızın farkında mısınız? Sitelerin kapatıldığı, içkinin yasaklandığı, porno zina tartışmalarının yaşandığı şu günlerde siz ahlak bekçiliği yapıp, ona buna laf atarken, bünyenizde bir yazar başkasıyla evliyken, yaşı reşit olmamış bir kızla sevişiyor ve siz iki yüzlüce bunu savunabiliyorsunuz. Başkalarından beklediğiniz ahlak sizde nerede? Hangi ahlaktan bahsediyorsunuz siz gerçekten? Alkolün, yılbaşı kutlamalarının ahlakımızı bozacağını söyleyen sizler, şu yaptığınız haberlerle ahlaksızlığın dik alasını yaptığınızın farkında değil misiniz gerçekten? Siz suçlunun kimliğine bakmadan suçlamayı, mazlumun kimliğine bakmadan onun yanında olmayı öğrendiğiniz zaman gerçekten “iyi” olacaksınız oysa, bu tavrınızla ise sadece kötüsünüz, kötü kalplisiniz, sizin için bir şey ifade edecekse ‘cehennem’liksiniz. Toplum huzurunu bozmak suçundan size dava açılması en büyük dileğimiz. Zira siz toplumu bölüyorsunuz, uçurumlar yaratıyorsunuz, şiddeti körüklüyorsunuz, insanları tahrik ediyorsunuz. Perişan olmuş 7 ailenin acısına, hayattaki en büyük acıyı yaşayan o ailelere, umarsızca nanik çekiyor, onlarla dalga geçiyorsunuz. “Filistin’de ölenleri düşünün, bunları değil” diyorsunuz. Oysa o ayrı bir şey, bu ayrı. İnsan eğer içinde insan sevgisi taşıyorsa, her iki olay karşısında da acı duymayı, saygı duymayı bilir. Biri diğerini engellemez. Ama maalesef, sizin insanlığınız ölmüş ve başkalarınınkini de öldürmek için elinizden geleni ardınıza koymuyorsunuz. O çocuklar alkol mü aldı, esrar mı içti, seks mi yaptı bilinmez. Önemli de değil. ölüm sebepleri bunlar değil çünkü. Doğal gaz sızıntısı sizi de uykunuzda yakalayabilir çünkü. Ayrıca, bu insanlar fahişe de olabilirlerdi, alkolik de, uyuşturucu bağımlısı da, hatta sizin için en kabul edilemez şey de olabilirlerdi: bir kafir! Ne olursa olsun, ölüm ‘yaşasın, hak ettiler’ denecek bir şey değildir. Bunu demek katillere icazet vermektir. Size göre alkol alan birinin, açık giyinen birinin, kızlı erkekli aynı evde bulunan birinin, bir katilden, bir tecavüzcüden daha ahlaksız olması ne kadar acı. Özür dileyeceğinizi umuyoruz. Çünkü o ailelere bir özür borçlusunuz, bu ülkeye bir özür borçlusunuz. Depremde kaybedilen binlerce canın ardından yapılan “7.4 yetmedi mi” zihniyetini, bu nefreti siz doğuruyorsunuz çünkü. Sizin kararmış kalbiniz, yozlaşmış ahlak anlayışınız doğuruyor. Susmanızı diliyoruz artık. Çünkü hezeyanlarınıza inanan, bir takım saf insanlar var. Din maskesi altına sakladığınız, aslında dinle en ufak bir alakası olmayan zihniyetinizi göremeyen bir dolu insan… Susun artık. Susun gerçekten. Allah değil ama şeytan sizinle gurur duyuyor olmalı. Ölenlerin her ne olursa olsun, insan olduğunu hatırlamanız ve bu tip bir acıyı bir gün sizlerin de yaşamamanız dileğiyle… Dikkat edin, “yaşamamanız” diyoruz biz hala, çünkü biz iyiyiz, biz insanız, biz kimse ölsün, evlat acısı yaşasın istemiyoruz. Zihniyetleri her ne olursa olsun istemiyoruz. Çünkü biz sizin gibi şeytan değiliz, olamıyoruz maalesef.Dırdırcı'dan alıntıdır.

Flame iznin için çok teşekkürler..Bu yazıyı atlamayın n'olur!!!!!

5 Ocak 2009 Pazartesi

ay ilk mim'im...

Öncelikle çok teşekkür ederim Sevgili Flamecim...Gelelim cevaplara...

1.En sevdiğiniz kelime
Hoşgeldin

2.En nefret ettiğiniz kelime:
Hadi

3.Sizi ne heyecanlandırır?
Eşime yaptığım sürprizler

4.Heyecanınızı ne öldürür?
Beklediğimin olmaması

5.En sevdiğiniz ses nedir?
Evdeki telefonun sesi(tabi bir telefon bekliyorsam:))

6.Nefret ettiğiniz ses nedir?
Topuklu ayakkabının yerde çıkardığı ses

7.Hangi mesleği yapmak istemezsiniz?
Ağdacı olmak

8.Hangi doğal yeteneğe sahip olmak istersiniz?
Sesimin güzel olmasını isterdim

9.Kendiniz olmasaydınız kim olurdunuz?
Aslında bu soruyu cevaplamak oldukça zor ama bir düşünelim:Olup olamayacağımı bilmiyorum ama bildiğim bir tek şey var:Arzum Onan olmak isterdim...

10.Nerede yaşamak isterdiniz?
İSTANBUL'da...

11.En önemli kusurunuz nedir?
Agresifliğim ve aniden parlamam...

12.En fazla keyif veren kötü huyunuz?
Sabah uykularımı uzatmam.Çünkü eşim bu durumdan hiç hoşnut değil:)

13.Kahramanınız kim?
Atatürk

14.En çok kullandığınız küfür?
Hadi leyn...

15.Şuanki ruh haliniz nasıl?
Biraz keyifsiz ve biraz özlem dolu...

16.Hayat felsefenizi hangi slogan özetler?
Her zemherinin sonu bahardır..(ama benim zemherilerim çok uzun sürer:))

17.Mutluluk rüyanız nedir?
Yanımda eşim,kucağımda bebeğimiz,sağlıklı ailelerimiz...

18.Mutsuzluğun tanımı nedir?
Sevdiklerimi kaybetmek

19.Nasıl ölmek istersiniz?
Bir sabah uykudan uyanmayarak...

20.Öldüğünüzde cennete giderseniz Tanrı'nın size kapıda ne söylemesini istersiniz?
Seni olanca rahmetimle karşılıyorum:)

Ben de ŞEKER PASTA'yi mimliyorum.Kolay gelsin sana ...

2 Ocak 2009 Cuma

yılbaşı yemeği...



Eğlenerek karşıladık yeni yılı..Sevdiklerimin çoğu yanımızdaydı annem dışında:( Yemek yemekten ağzımız ağrıdı:)Bir ilki gerçekleştirip tombala oynamadık:)Kardeşimle gündüz canımızı dişimize takarak hazırladık yemeklerimizin bir kısmını.Diğer kısmını teyzem ayarladı sağolsun.Süpper bir sofra hazırladık yine.Aynı kadroyla keyifli bir gece geçirdik.

Etiketler

İzleyiciler